Kayıtlar

Özler İnsan

Resim
Hep mazide kalır aklımız..  Hayat ilerledikçe, yüzümüzde çizgiler belirdikçe gençliği özler durur insan..  Çoluk çocuğa karışınca yalnız geçirdiği saatleri, keyif için sabahlamayı özler..  Bir gün mutsuz uyanır. Mutlu uyandığı günleri özler... Aynada gördüğü gülüşü yarımsa! Eski gülmelerini özler..  Görüşemediği arkadaşlarını özler..  Toprağa emanet ettiği büyüklerini özler... Çocukları büyüyüp yuvadan gittiğinde çocukluklarını özler... Insan hayatı geçmişe duyulan özlemlerle geçer gider...  Bu duyulan özlemler çoğu zaman şükrü unutturur bizlere...  Hatırladığınızda kalbinizin mutlulukla çarpacağı zamanlar yaşayıp güzel anılar biriktirmeniz dileği ile hoşçakalın... Gülten Taşkın Zanbak  Fotoğraf: Pixabay 

Gece Olunca

Resim
Gece olunca kapanır tüm kapılar. Kimileri yalnız yudumlar çayını.  Kimileri sevdiğiyle. Kimisi hayallerini katık eder çayına. Kimisi sevdiğinin gözlerini. Kimisi düşler kurar hiç olmayacak. Kimisi başkasının kurduğu düşleri yaşar. Kimisi gözyaşlarına boğulur yitip gidenlerin ardından. Kimisinin sımsıkı tuttuğu bardağa yanaklarından süzülen yaşlar eşlik eder. Kimisi sevinç gözyaşları ile sarılır yanındakilere. Kimisi yudum yudum içerken çayını sevgiyi de yudumlar yanında. Kimisi çaya anlatır derdini. Kimisi çayına eşlik eden bir fotoğrafa. Kimisi sevincini ortak eder bir demlik çaya. Kimisi yarım kalmış hüzünlerini... kimisi yarım kalmışlığıyla yudumlar çayını... Gülten Taşkın Zanbak Fotoğraf: Pixabay

Bir Kadın Düşün

Resim
Bir kadın düşün... Yorgunluktan omuzları çökmüş.. Mutsuzluktan gözlerindeki feri sönmüş.. Gördüklerinden gülüşü solmuş.. Bir kadın düşün... Kendinden bile bıkmış... Yaşadığı anlardan haz alamamış... Bir kadın düşün... Her şeyden vazgeçmiş... Kendini çocuklarına adamış... Bir kadın düşün... Geceleri uyumadan sabah etmiş... Güne hep yorgun ve uykusuz başlamış... Bir kadın düşün... Yüreği paramparça olmuş... Gördüğü ihanet gözlerinin önünden bir an olsun gitmemiş... Bir kadın düşün... Sürekli sinirli, öfkeli, bağırıp çağıran... Kafasının içinde cinayetler işleyen... Ve bir kadın bu hale nasıl gelir bir de bunu düşün!!! Bir kadın düşün.. Çok sevilmiş.. Her istediğini elde etmiş.. Bir kadın düşün.. Her anı mutluluklarla dolu.. Gördüğü değerle şımarmış.. Bir kadın düşün.. Eli sıcak sudan soğuk suya değmemiş.. Eşi onun için her kolaylağı sunmuş.. Bir kadın düşün.. Uykusu bölünmemiş.. Güzelliğine gölge...

Yüreğime Sinsin Sevdan

Resim
Oysa ben sindire sindire sevecektim seni Ellerin ellerime, gözlerin gözlerime, yüreğin yüreğime sinecekti. Neydi bu telaş? Yangından mal kaçırır havaları? Neyin yangını idi bu... Telaşlı sevmeler sinmedi sanki içimize. Yüreklerimiz yanmadı sanki sevdalı gibi. Gözün kaydı, yüreğin yanıldı.  Telaşla sevmekten mi oldu yoksa bütün bunlar... Sindire sindire sevse idik böyle olur muydu ki? Hatta bir şarkı vardı eskilerde dinlediğim "İlk göz vuruşunda içime sindin" diyordu.  Bizde tersi mi oldu sevgili? Acelen hayatın kısa olmasından mıydı?   Nedir bilemedim ki! Gülten Taşkın Zanbak Fotoğraf: Pixabay

Yokluğun Meçhul

Resim
Gözlerin geceme yıldız Sabahıma güneş Bedenime can Ruhuma isyan Ellerin ömrüme zincir Hayallerime kelepçe Umutlarıma sürgün Dudakların bir günüme zehir Sözlerin zehirli bir mızrak Bakışların nefret Varlığın eziyet Yokluğun meçhul Gülten Taşkın Zanbak Fotoğraf: Pixabay 

Yazık ki...

Resim
Ne yazık ki! Ne yüreğimdeki korkuları dökebildim sana.. Ne gözlerimden süzülen yaşlarımı gösterebildim.. Ne yalnızlıktan ne kadar korktuğumu anlatabildim.. Ne de ruhumdaki kasveti dağıtabildim seninle.. Çünkü; Korkularımı önemsemeyeceğini, Gözyaşlarımın umrunda olmadığını, Yalnızlık korkumu küçümseyeceğini, Ruhumdaki kasveti dağıtamayacağını, Adım gibi biliyordum... Ne acıdır ki! Ne kelimelerimiz uyuştu, Ne hayallerimiz kavuştu,  Ne düşüncelerimiz kesişti seninle... Gülten Taşkın Zanbak Fotoğraf: Pixabay

Bir Kadın Bir Adam

Resim
''Mutsuzluk nedir?'' diyordu adam kadına ve kadın gözleri dalgın yanıtlıyordu yüreğini acıtan soruyu hüzünlü sesiyle... - Başkalarının mutluluğunu ağlayarak seyretmek en büyük mutsuzluktur. Adam aldığı cevaba şaşkın yeni bir soru yöneltiyordu gözleri nemli kadına: -Peki mutluluk neydi? Derin bir iç çekip denizleri bile kıskandıracak güzellikteki gözlerinden süzülen yaşlara aldırmadan cevap veriyordu kadın: - Mutluluk insanı yaşama bağlayan, her anına şükretmesine vesile olan bir kelebeğin ömrü gibi kısa, nefes kadar gerekli kalbin meyvesi. Diyor ve inci tanesi gibi yanaklarından süzülen yaşları dokunsan kırılacak naiflikteki parmakları ile siliyordu. Adam karşısındaki nadide güzelliğin bu denli yaralı olabilmesine içten içe üzülüyor, rüzgarda savrulan güneşi kıskandıran saçlarını okşamamak için kendini zor tutuyordu. Adamın üzüntüden sesi çatallaşıyor, kelimeler boğazına diziliyordu. Yine de sorularını sormadan gitmek istemiyordu. ...