Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Elveda İstanbul

Resim
Gidiyorum be İstanbul, gidiyorum. Sonu belli olmayan hasret ateşinin içine yürüyorum. Çocukluğumu, gençliğimi, sevdiklerimi, arkadaşlarımı, ailemi, hayallerimi, umutlarımı, ilk annelik heyecanımı sana bırakıp gidiyorum. Bilmediğim bir memlekete sevdiklerime hasret kalmaya gidiyorum. Sıkı sarıl bıraktıklarıma yokluğumu aratma, üzme emi! Duydun mu beni şöhretli şehir? Sevdiklerimle aynı gökyüzünü paylaşamayacağımı bilmek çok zor. Kemiklerimi bırak iliklerime kadar işliyor çekeceğim hasretin acısı. Yalnızlığa hapsolmaya gidiyorum. Sanki müebbet yemiş gibi sızlıyor yüreğim. Elveda İstanbul Elveda çocukluğum Elveda gençliğim Elveda hayallerim Pılımı pırtımı toplayıp yol alıyorum. Hiç gitmediğim bir şehirde yaşamaya, alışmaya gidiyorum. En büyük korkularımla imtihan edildiğim için imtihanımı geçmeye gidiyorum. Bavuluma biraz sabır, biraz hatıra, biraz özlem doldurup gidiyorum. Gidilen her yolun bir dönüşü var biliyorum. Elbet sana dön

Özlediklerime

Resim
Yüzünü göremediğim hatta sesini bile duyamadığım ama çok özlediğim dostlarım var benim. Kahkahası ile insanın kalbinde kelebekler uçuran. Onlarla vaktin nasıl geçtiğini anlamadığım.  Candan, samimi dobra bir kız vardı mesela. Sıkıldıkça saç rengini değiştiren ve en iddialı renkleri kullanan sırdaşım en başı çekiyor özlediklerimin arasında. O artık yurt dışında. Hayalini kurduğu ülkelerde yaşıyor. Mutluyum onun adına. İkinci sırada dedelerim var. Her sene memlekete gittiğimizde habersiz gider sürpriz yapardık. Ramazan dedem, maviş gözlü biricik dedem, beni görünce sevinçten oyun oynardı. Her gün dağlara hayvanları götürür (keçi, koyun, kuzu, oğlak onlarsız yapamazdı dedem) eve dönerken cebinde yemişler getirirdi. Bir de Sali dedem vardı gözleri yemyeşil. O da sevinirdi bizi görünce ama pek belli etmezdi sevgisini. Lakin bilirdik hissederdik sevdiğini. İki dedemin de pamuk gibi sakalları kaplardı yüzlerini, üstleri köy kokardı. Ama asla "sen kötü kokuyorsun&q

Tabi ki Korkmuyorum!

Resim
Çevremdeki herkes kavilleşmiş gibi hep bir ağızdan "Aaa günlerce yalnız kalmaktan korkmuyor musun?" diye soruyor ısrarla. Bense "Hayır korkmuyorum neden korkayım?" demekten usandım. Ben korktuğumu daha kendime bile itiraf edemezken başkasına nasıl söylerim? Evde günlerce tek başına kalan sadece ben değilim sonuçta. Hem ben bir anneyim, korkmak gibi bir lüksüm olamaz. Korkmuyorum, o yüzden tüm ışıkları yakıyorum. Korkmuyorum, bu yüzden sabahlara kadar telefonla oyunlar oynuyor yazılar yazıyorum. Korkmuyorum, o yüzden elektrikler gündüz kesilsin gece kesilmesin diye dualar ediyorum. Korkmuyorum, duyduğum en ufak bir takırtıda kalbim deli gibi çarpıyor sadece. Korkmuyorum, çünkü biliyorum ki korkmam kimsenin umurunda değil. Korkmuyorum, çünkü korkuyorum dediğimde bana sarılacak, korkma diyecek kimsem yok yanımda. Korkmuyorum, bu yüzden uykusuz gözlerle dolanıyorum. Korkmuyorum çünkü bir kez korkarsam, bir kez korkuyoru

Anneysen Eğer

Resim
📌Uykusuzluktan moraran gözlere sahipsin demektir. 📌Bir yere giderken makyaja ayıracak vaktin yok demektir. 📌Püfür püfür esen rüzgara salınan saçlar yerine kolay toplanan, sürekli toplu olan saçlara sahipsin demektir. 📌Kollarında hatta yüzünde minik diş izlerine sahipsin demektir. 📌Sıcacık çay içmeye ayıracak zamanın yok demektir. 📌Evladın yemek yerken kendi karnın doyurmuş gibi hissetmek demektir. 📌Hasta olduğunda hastalığını kendi bedeninde hissetmektir. 📌Hayatının öncelik sırasının değişmesi demektir. 📌Kocanın pabucunun birazcık dama atılması demektir. 📌Onun mutluluğu benim mutluluğum diyebilmek ve gülüşü ile mutlu olabilmektir. 📌Çocuğunuzun altını temizlemenin bile eğlenceli olması demektir. 📌O uyusun da işimi öyle yaparım diyip uyurken masum yüzünü seyretmek demektir. 📌Yaradan'a onu size bahşettiği için şükretmek demektir. 📌Kabul olunmuş duamsın diyebilmektir. 📌Her türlü fedakarlıktan ka

Susuz Kaldım

Resim
Camii avlusuna sığınmış güvercin gibiydim… Ürkek, çekingen ve de aç-susuz… Sen tertemiz aşkınla açlığımı gidermek yerine; eski aşklarını attın önüme… Susuzluğumu geçirmeye yetmedi dilinden akan süslü sözlerin… Gülten Taşkın Zanbak Fotoğraf: deviantART

Aklım Almıyor

Resim
Aklım almıyor; askerler nasıl kendileri gibi vatanı için canını ortaya koyan polislere ateş açabiliyor, şehit edebiliyor? Aklım almıyor; tatbikat var diyerek götürülen askerleri linç etmeye çalışan zihniyeti. Aklım almıyor; 2006 senesinde trafik kazasına ait fotoğrafı 2016 'da olmuş gibi gösterip sivil halk askerin kafasını kesti diyerek insanları kışkırtan zihniyeti. Aklım almıyor; sokağa polise, askere yardıma giden milletin askeri linç etmesini. Aklım almıyor; onca dağdan inen it sürülerinin, masum çocuklara tecavüz edenlerin de idam edilmeyişini... Aklım almıyor; askeri helikopterdekilerin kardeşi olan polisleri ateş altına alıp şehit etmelerini. Aklım almıyor; sosyal medyada yüzlerinden, gözlerinden korku ve panik okunan askerlerin darbe yapabileceğini. Aklım almıyor; yüzyıllardır bu vatan için ay yıldızlı bayrağımız göklerden inmesin, minarelerde ezanlar dinmesin diye şehit olanları bildiğimiz halde ezandan rahatsız olduğunu dile ge

Keşkeler Dolanacak Dilimize!

Resim
Keşke ilk değil de son olabilseydim hayatında! Sen de benim hayatımda ilk olduğun gibi, sonda olabilseydin sevgili… Şimdi ne olacak biliyor musun? Senin bende yarım bıraktığın hayalleri, hayatı ben bir başkası ile yeniden kuracağım! Belki de onunla gerçekleştireceğim seninle olmayan düşlerimi… Seni anlatacağım ona, senin bende bıraktığın yaraları dökeceğim avuçlarına. O hep sen kadar değerli olabilmek isteyecek, keşke ilk ben olsaydım hayatında diyecek! Hep sana özenecek! Fakat ben ilk olanın değil son olanın yanında olacağım. Ellerim bir daha ilk sevdaya değmeyecek, gözlerim o aşk dolu gözleri görmeyecek… Bu yüzden artık benim için ilk olmaktan çok, son olmak daha önemli…        Gülten Taşkın Zanbak  Fotoğraf: deviantART

Bisküvili Muhallebi

Resim
Pratikliği ve lezzeti ile favoriniz olacağına, misafirlerinizin ikinci dilimi isteyeceğine garanti veriyorum. Malzemeler: 8 su bardağı süt 📌 (5 su bardağı süt koyup 3 bardak su kullanabilirsiniz) 1 su bardağı un 1,5 su bardağı şeker 1 yumurta 2 paket vanilya Küçük bir parça tereyağı 1 paket petibör bisküvi 1 tatlı kaşığı tarçın 1 paket krem şanti📌 (kutularda 2 paket oluyor 1 su bardağı süt ile paketin tekini kullanıyorum) Hazırlanışı: Yumurta, şeker, un, süt, tereyağı'nı tencerede iyice çırpıyoruz. Ocağa koyup koyulaşana kadar sürekli karıştırarak pişirip altını kapatıyoruz. Tereyağ ve vanilyaları koyup iyice karıştırıyoruz. Çok koyu kıvamlı olmuyor dolaba girdiğinde kıvamı tam oluyor. 👌 Bisküvileri elle yada robotta toz haline getirip içine tarçın ekleyip karıştırıyoruz.  Yarısını tepsiye serpiyoruz. Üzerine yavaşça muhallebimizi döküyoruz. Muhallebi iyice soğuduğunda 1 bardak süt ile 1 paket krem şantiyi hazırlayıp üzerine

Vampirleşen İnsanlar

Resim
Artık haber izlemekten nefret eder oldum. Ülkemde neler oluyor duymak-görmek istemiyorum. Çünkü haberleri izlemeden tahmin edebiliyorum. Her olay birbirinin tekrarı. Sadece kahramanları farklı. Minnacık savunmasız çocuklara yapılan işkenceler, tecavüze uğrayan kadınlar, çocuklar. Kocası tarafından şiddet gören hatta canı alınan, evlatlarından ayrılan kadınlar. Cinnet getirip ailesini katledenler. Bunlar yetmezmiş gibi bir de canlı bombalar çıktı başımıza. İnsan kendini parçalamaya nasıl razı olur? Ölümün bu kadar çirkin yanını nasıl seçer? Aklım mantığım almıyor. Şehit haberlerimizin de ardı arkası kesilmiyor bu ara. Çocuklar öksüz, kadınlarımız yarsız kalıyor. Minnacık eller dokunuyor tabutlara. Daha ölümün ne olduğunu tam olarak bilmeden veda ediyorlar babalarına. Analar babalar evlatsız kalıyor. Kocasını aldatan kadınlar var bir de... Çocuklarının canına bile kast edecek kadar iğrençler. Eskiden bu kadar çok kan akıtmayı seven insanlar vardı da biz mi

Suskunluğa Hapis

Resim
Bazen sadece anlaşılmak ister insan. Kaygılarını, korkularını giderecek sözler duymak ister. Duymak istediklerini duymadıkça hırçınlaşır. Kendini de etrafındakileri de kırar geçer. Endişeleri arttıkça artar. Kendi kendine konuşmaya, sessizleşmeye başlar. Bilir ki konuşmak onu ve sevdiği insanı yaralar, bu yüzden susar. Konuşmak yerine susarak anlaşılmak ister.. İşte böyledir bazı insanlar. Susarlar. Meraklarını, kaygılarını, korkularını hapsederler beyinlerinin içine. Sorularının cevaplarını kendi kendilerine verirler. Daha fazla yaralanmamak yaralamamak için susarlar. Gökyüzü ile konuşur, bulutlara fısıldarlar içlerindeki yangını. Susan insanların yangınlarına, sessiz çığlıklarına sebep olmayın. Konuşarak anlaşılmak varken susmaya hapsolmayın. Susan insanlar kendilerini yalnızlığa hapseder, unutmayın... Cihan bağında ey akıl budur makbul-i ins ü cin. Ne kimse senden incinsin ne sen kimseden incin.  Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz. Gülten T

Jalebi (Hint Tatlısı)

Resim
Hint dizisi izlerken gördüğüm ve bizzat denediğim, favori tatlım olan Jalebi'nin tarifini sizlerle paylaşmak istedim. Hamurumuzun Malzemeleri: 2 su bardağı un 2 yemek kaşığı pirinç unu 1 çay kaşığı kabartma tozu 2 yemek kaşığı yoğurt Yarım çay kaşığı zerdeçal tozu (1 ya da 2 çay kaşığı tarçın) 1 fiske tuz Yarım yemek kaşığı şeker 1 su bardağı su Hamurumuzu kızartmak için sıvı yağ Şerbetimizin Malzemeleri: 1 su bardağı su 2 su bardağı şeker 1 yemek kaşığı gül suyu 1 yemek kaşığı limon suyu Hamurumuzun tüm malzemelerini akışkan olacak şekilde karıştırıp üzerini kapatarak sıcak bir yerde yaklaşık iki saat dinlenmesini bekliyoruz. Fakat benim gibi aceleci iseniz dinlenmesini beklemeyin hemencecik yapın 😊 Sırada şerbetimiz var. Şekeri su ile karıştırıp ocağa alalım. Kaynadıktan sonra içine limon ve gül suyunu ekleyip bir dakika kadar kaynatıp altını kapatalım. Hamurumuzun üzerinde baloncuklar oluştuğunda hazır demektir. Derin bir tava ya da kızartma

Sahte Gülüşler

Resim
Haklısınız, çoğu zaman bakışlarımız da gülüşlerimiz de sahte... Hemen hemen hepimizin gülüşünde, bakışında da var bu sahtelik… Neden mi sahte gülüşler asıyoruz yüzümüze? İnsanların kalleşliğine gülüp geçiyoruz. En büyük alışkanlığımız oldu gülmek… Neden mi sahte geliyor bakışlarımız birbirimize? İnanmıyoruz artık kimselere, yalancılık işlemiş herkesin içine… Ne zaman içten gülümsesek birine, ne zaman anlamlı ve gerçek baksak gözlerine, kalleşlik gördük karşılığında… Çevremizdeki sahtekârlardan bize de bulaştı sahtelik. Ruhumuz temiz, adilik yok birkaçımızda, bakışlarımızın ardında gizliyiz, gülüşlerimizin ardında masumiyetimiz… Yüreklerimiz kan ağlar çoğu zaman; kimilerimiz belli eder çevresine, kimilerimiz ise saklar kanayan yarasını gülüşleriyle. Çoğumuz o yarayı saklayanlardanız... Hayatımızda olup bitenlere gülüp geçiyoruz artık, insanların ikiyüzlülüğünü gördükçe uzaklaşıyoruz herkesten, her şeyden… İki yüzlül