Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bahtımız Güzel Olsun

Resim
"Ben güzel değilim bahtım güzel olsun” çok doğru bir söz. Güzellik başa bela, özenmesin kimse güzel olanlara… Güzellik konusunda önce kadınları sonra erkekleri üçe ayıralım ve az da olsa gerçekleri ortaya çıkaralım… Güzel kadın, çirkin kadın, ne çirkin ne de güzel olan kadın. İster çirkin olsun, ister güzel hepsinin isteği aynı: sevilmek ve sevmek… Orta güzellikteki kadına göre; yanına ve ailesine yakışan, iyi bir eş, iyi bir baba adayı olması yeterlidir... Güzel kadının gözü yükseklerdedir. O bir astronot arar. Eş olmuş olmamış, baba olmuş olamamış mühim değil yeter ki rahat içinde yaşatsın onu sorun değil gerisi… Çirkin kadın için detayların önemi yoktur. Yanında nefes alan biri olsun da kim olursa olsun herkesi sevmeye hazırdır… Fakat şunu da unutmamak lazım her çirkinin yanında güzel vardır! Erkekler sizleri unuttum sanmayın. Çirkin, yakışıklı ve her ikisinin ortası erkeklerin de eş seçerken dikkat ettikleri hususlar vardır.

Bilmem Hatırlar Mısın?

Resim
Bir gece vakti; gözlerinin bana cenneti vaadettiğini söylemiştim! Şimdi; vazgeçtim... Cennet vaadetmiyor senin gözlerin… Gülten Taşkın Fotoğraf: deviantart

Akıldaki Sorular!

Resim
En son ne zaman ağladınız içten içe? Gözyaşlarınızı kimin omzunda akıttınız? Sizi bu acılı halinizde sımsıkı kim sardı?  Acınızı hafifletip yaralarınıza kim merhem oldu? Kimse yok muydu yanınızda? Gözyaşlarınızı gecenin ortasında yalnız mı döktünüz dişlerinizi sıkarak. Belki bir sürü küfür yağdırdınız hayata… En son kime güvendiniz? Kime söylediniz sana güveniyorum diye. Var mı güvenerek yaslanacağınız bir omuz?  Sırrınızı paylaşacağınız bir nefes… En son ne zaman ayrılık yaşadınız, sevdiğiniz birinden… İsteyerek mi ayrıldınız yoksa yüreğiniz kan ağlayarak mı? Ne zaman birini arkanızda bırakıp gittiniz?  Gözü yaşlı, çaresiz, mutsuz… Ya da sizi en son kim bırakıp gitti… Hadi geçin tüm bu hüzünleri atın bir kenara en son kim güldürdü sizi içten ve doyasıya… En son ne zaman mutluluktan karnınıza ağrılar girdi… Başınız döndü sevinçten… Mutluluğunuzu kiminle paylaştınız… En son sevdiğiniz şarkıyı kiminle dinlediniz… Her şey ta

Önemli Olan Yürek Değil mi?

Resim
Sevdiğiniz insanın mutlaka vardır artıları ya da eksileri! Benim onu sevmem için mühim olan; ne eksileriydi ne de artıları sadece o masum yüreğini sevmiştim...   Önemli olan da yürek değil miydi? Birinin yüreğini sevdiğinde göz görür mü?   Yanlışlarını, hatalarını, yalanlarını…. Görmez, sevmek onu her şeyi ile kabullenmektir… Yüreğine vurulmaktır… Sevginin hası da budur işte… Gülten Taşkın  Fotoğraf: deviantart

Soğuk Bir Ekim Gecesi

Resim
Bilseydim bu denli beklendiğimi, istemezdim bu kadar bekletmeyi… Gittiğim yollardan daha erken gelirdim… Okyanus gibi olan yüreğine kavuşmak için yıkardım tüm engelleri… Geldim işte…  Er ya da geç geldim… Tüm yüklemlerine özne olmaya geldim… Kışı mı yoksa sonbaharı mı yaşayacağına karar veremeyen soğuk bir ekim gecesinde ay olmaya geldim… Uzat üşüyen ellerini… Yaklaştır ıslak gözlerini… Tebessümü kondur dudağının kenarına… Ben geldim hayatına… Gülten Taşkın Fotoğraf: daviantART

Göklerde Dalgalanan Asil Kan!

Resim
Bu defa vatana ve kırmızı beyaz bayrağa olan aşka değineceğim. Bu aşk için kendisini tehlikeye atan bir yüreğin yaşadıklarını yazacağım. Güneşin doğduğu yer olan Ağrı'da doğmuş bir Türk milliyetçisine denk geldiniz mi? Bilmiyorum! Fakat ben rastladım. Evine bayrak astığı için evi taşlanan bir tek o değildi onun gibi yüreği bayrak aşkı ile yanan aileler de vardı yanı başında. Orada yaşayan bayrak düşmanları taşlamakla kalmayıp kurşunlar yağdırıyorlardı. Farkında değiller o bayrak için nice kanlar döküldü bu topraklarda. Yıllardır ağrıda (Ağrı dediğime bakmayın tüm Doğu'da) TÜRK’ÜM demenin gururunu yaşayanlar var. Bu gururu yaşayan birinin sözlerini, yaşadıklarını aktarıyorum size: “Şimdi anlatacaklarım bir gerçeğin ta kendisidir. Unutulmuyor işte... Unutmak ne kadar kolay söyleniliyor… Babam Devletin bir kurumunda memur, tek suçu Türk olmak ve Türkiye’nin en ücra köşelerine sürgün edilmekti... Hakkâri, Kars, Ardahan, Artvin... Benim aklıma gelenler bunlar... Ağrıda Tü

Hüzün Düşüyor İstanbul’a

Resim
Bugünlerde yağmur var İstanbul’un sokaklarında… Herkesin başı önde tıpkı benim gibi… İnsanlar yağmurun hüznünü giymiş üzerine, ne de güzel taşıyorlar omuzlarında… Baharı yaşıyorduk kışı unutmuş halde. Aniden hüzünlerini boşaltmaya karar verdi bulutlar İstanbul’un üzerine… Dinmek bilmedi yağmurun şiddetini. Anlamadığım onu bu denli üzen neydi? Hâlbuki her yağmur damlası yüreğime düşüyordu. Nedendir bilmem fakat serinlik bastı gönlümü, ruhum temizlendi gereksiz düşüncelerin akıbetinden… Hasret çektim bugün, olmayan sevgilinin hasretini, yağmurun altında sırılsıklam ıslanarak dolaşmanın özlemini yaşadım içten içe… Derinden bir ah çektim gökyüzüne. “Yeter artık dindir yağmurlarını!” diye avaz avaz haykırmak geliyor içimden. Kalbime düşüyor her zerre, gözlerimde katılmak istiyor, dur artık yağmur ıslatma İstanbul’u… Islatma İstanbul’da saklı olan sevdiğimi! Islatma beni… Islatma sevgilileri… Sevgisizleri… Bırak kuru kalsın benim yüreğim gibi İstanbul… Bırak ıslanması

Hatırlamak!

Resim
  Hatırlanmayı istiyorsa insan, hatırlamayı da bilmeli… Hatırlanmadığını biliyorsa, hatırlamaması gerektiğini de bilmeli… Ben sadece bunu bilenlerdenim… Belli ki sen daha öğrenememişsin… Gülten Taşkın   Fotoğraf: deviantart

Arkadaşınız mı? Aşkınız mı?

Resim
Her zaman tartışırız ortamlarda, bazen ailemizle bile. Kız erkek arasında arkadaşlık olmaz denir… Ben hep diretsem de olur neden olmasın diye, sanırım onlar haklı çıkıyor. Erkekler hoşlandıkları kızlarla daha fazla ilgileniyor, eğer sadece arkadaşıysanız canı sıkıldığında, yanında kimse olmadığında arar görüşmek ister sizinle; varsa sevdiği unutulur gidersiniz zamanla… Her aradığınızda geliyorsa, derdiniz olduğunda paylaşıyorsa, zorda kaldığınızda yanınızdaysa, bir işiniz olduğunda ilk o koşuyorsa, o sizi sadece arkadaşı olarak görmüyor demektir! Siz siz olun size fazla ilgi gösterenden şüphe edin. Siz onu arkadaşınız sanar iken, o kalenizi içten fethetmenin peşinde… Varsa böyle biri çevreniz de durup düşünün birazcık, o olmazsa ne yaparsınız, bir gün aramasa neden aramıyor? Sorusunu sormaya başlarsınız kendinize, cevabı her ne kadar bilmeseniz bile… O kadar alışırsınız ki, yokluğunu hissettiğinizde siz aramaya başlarsınız, aramaya başladığınızda o emeline ulaşmıştır, za

Mutluluk Kuşlara Emanet

Resim
Bulutlara yükledim özlemlerimi, her yağmur yağdığında bu şehre iner yeryüzüne… Mutluluklarımı kuşlara emanet ettim, her kanat çırpmalarında dökülüyor yüreklere… Denize attım öfkelerimi, inatçı ve hırçın dalgalar vuruyor sahile… Umutlarımı ise çiçeklerin tohumlarına serptim, ilkbaharda beni tekrar bulsun diye… Bana bir yalnızlık kaldı, buruk, tatsız tuzsuz hayatımda… Bir de eksik olmayan sahte tebessümlerim yüzümde… Gülten Taşkın Fotoğraf: deviantart

Ben Mavi Sen Siyah

Resim
Mavi düşlerim vardı benim, sen gelene kadar hayatıma, her şey maviydi bende, sen geldin gelişinle siyaha boyadın etrafımı… Benim rengim maviydi, seninse siyah, benim olduğum yerde huzur, sevgi, masumiyet vardı. Senin olduğun yerde hainlik, şerefsizlik vardı… Ruhuna işlemişti siyahın kasveti, dokunduğun yeri yasa boğardın ve bunu bilerek yapardın, insanları üzmek huzur verirdi sana, merhamet yoksunuydun sen… Bense gökyüzünün maviliklerinde kaybolurdum iyi niyetlimle, hayallerimi yıldızlara emanet ederdim her gece… Mavinin olduğu yerde ben vardım. Siyahın olduğu yerde sen… Alamadım seni siyahın elinden, kurtaramadım yüreğini o kahrolası kasvetten… Ne zormuş mavilere alışmışken siyahlara alışmaya çalışmak, ağır gelir benim yüreğime siyah, maviyle dolu yüreğim… Mavi gibi coşkun, mavi gibi masum, mavi gibi serin… Ben mavilerimle mutluyum, sen kal siyahlarında bende mavilerimde, fazla sürmez alır götürür o siyahlar seni, boğar, bitirir, yok eder… Elbet senden de siyah olanlar çıkar karşına,

Umutlarım Yıldızlara Emanet

Resim
Sesiz çığlıklar atıyorum hayata… Gözyaşlarımı akıtıyorum geceye… Hüznümü gömüyorum kalbime… Umutlarımı emanet ediyorum yıldızlara… Bir ben kalıyorum gecenin kuytusunda… Yalnız ve mutsuz bir ben kalıyorum ruhumla baş başa… Gülten Taşkın   Fotoğraf: deviantart

Kasvet Kartları

Resim
Kendimce mutluluk oyunları oynuyorum. Yalnızlığım karşımda, karşılıklı kart çekiyoruz, hedefimiz mutluluk… Her çektiğim kartta hüzün var. Mutluluk oyunu içinde bile kasvet kartları çekiyorum hep… Yeni bir oyun için açtım kartları. Bu defa ilk ayrılık çektim… Yalnızlığım bir kart çekti, ona da ben çıktım iyi mi? Oysa bu bir mutluluk oyunuydu, mutluluk kartları gelmeliydi, oyun bile olsa mutluluk bizi bulmadı… Yalnızlığım ise sevinçli. Ne de olsa onunlayım, yanındayım, dost olmuşum ona… Oynadığım oyunda bile mutluluk bulmadı, yalnızlık üzüldü halime, bir iç çekti benim yerime… Nerede kaldı mutluluk, kimde kaldı? Kimler aldı elimden mutluluğumu, aldı da mutlu oldu mu? Hüzün kartları kaldı elimde, savurdum attım gökyüzüne, yıldızlar bile çekildi değmesin diye. Yakama yapışmış hüzünler, yıldızlar değmesin diye kaçıyor… Ben nasıl kaçarım hüznün elinden… Ne zaman mutluluk kartı çekerim oyundan… Ne zaman yalnızlığı özlerim… Ne zaman mutluluğun koynunda uyanırım…

Gecenin Kör Vakti

Resim
Gecenin kör vakti olmuş… Herkes uykuya dalmış, Rüyalara yelken açmış… Sense hayatının anlamı gideli; uyumaz olmuşsun… Haydi, çevir gözlerini gökyüzüne,  onun gözlerini iste… Rüzgâra fısılda kokusunu getirsin.  Sarhoş etsin seni bu saatte… Gülten Taşkın Fotoğraf: deviantart

Ah Bu Gurur Yok mu?

Resim
Ne kadar ağır geliyor bedenime ruhum, yalnızlık yanı başımda bugün, nasıl da alışmışız gidenleri beklemeye, gelmeyeceklerini bile bile hem de… Düşler kurup dururuz gidenlerin ardından, açmayız yüreğimizi kimselere, sınırlar çizeriz hayatımıza, yanlış kişileri uzaklaştırırız kendimizden. O kadar alışmışız ki yalnızlığa, mutluluğa adım atmaya korkarız… Alışmışızdır acıtılmaya, kırılıp incitilmeye. Ondandır aşk bilmez yürekli kişileri sevmemiz, ondandır hak etmeyene şiirler, mektuplar yazmamız… Bazen oturur yazarız bizden gidenlere; ne şiirler ne satırlar durmak bilmez bizde. Oysa haberi yoktur gidenlerin ardından yazılanlardan… Sus pus olur kalırız. Ne gidene kal deriz ne de kalana git! Bu gurur bizde varken daha çok acı çekeriz… Fakat bazen dökülür sözcükler yüreğimizden dilimize, tutamayız, engel olamayız dökülür yerlere, ne gurur kalır, ne yalnızlık… Bıraksak gururu bir kenara kal desek gitmesini istemediğimize, kal gitme, mutlu olalım birlikte, sevelim birbirimizi…