Bir Gözlerim Bir de Gökyüzü Değişmemiş!
Çocukluğumun geçtiği mahalleyi özledim. Arnavut kaldırımlarında yürümeyi, her adımda bir dost yüzü ile karşılaşıp selamlaşmayı özledim…
Ne güzeldi çocukluğumuz dert yok, tasa yok. Annemizin dizlerinde uyumak, babamızın iş dönüşünü beklemek…
En kötüsü akşamları erkenden uyumaktı o zamanlar. Çocukken görülen rüyalar bile tatlıydı, zaten rüya bilinçaltında gizli kalanların açığa çıkması
değil miydi? Bir çocuğun bilinçaltında oyundan, oyuncaktan başka neler olabilir ki?
Ne güzel hayallerim vardı çocukken, doktor olacaktım can verecektim insanlara. Sonra vazgeçtim. Öğretmen olacağım demeye başladım, öğretmen olacaktım
ki bir sürü çocuğun bazen ablası, bazen annesi olacaktım…
Olmadı…
Hayat bunları sunmadı bana… Restorasyon okudum, okudum da meslek haline getirdim mi sanki? Tabi ki hayır…
Aklıma hiç gelmeyen çocukluğumda bile hayalini kurmadığım bir mesleği yapmaya çalışıyorum; Yazıyorum… Yazdıkça her satırda okuyanların yüreğine
dokunuyorum…
Yıllar sonra çocukluğumun geçtiği sokaktayım. Sokaklar aynı, park hiç değişmemiş, komşuların birkaçı hayata veda etmiş, birazı bu mahalleyi terk
etmiş…
Yalnız kalmıştı bu sokak, boğazım düğümlendi boş kalan evimizin camlarına gözüm takılınca, gözyaşlarım camlardan sarkan hayallerim gibi sıra sıra
intihar etti…
Koşarak geldiğim, her anımı paylaştığım parktaki boş salıncaklara oturup yavaş yavaş sallanmaya başladım…
Bir an çocukluğuma geri dönmüştüm yanımda arkadaşlarım, kumdan kaleler yapıyorduk, kötü çocuklar gelip yıkıyordu kalelerimizi. Tıpkı şimdi kurduğumuz
hayalleri insanların, hayatın yıktığı gibi…
Gözlerimi açtım, başımı kaldırdım, gökyüzünün maviliğine diktim. İki mavi birbirine bakıyordu. Anladım ki geçen zaman içinde bir gözlerim, bir de
gökyüzü değişmemişti…
Gülten Taşkın
Fotoğraf: daviantART
Yorumlar