Elveda İstanbul
Gidiyorum be İstanbul, gidiyorum. Sonu belli olmayan hasret ateşinin içine yürüyorum. Çocukluğumu, gençliğimi, sevdiklerimi, arkadaşlarımı, ailemi, hayallerimi, umutlarımı, ilk annelik heyecanımı sana bırakıp gidiyorum. Bilmediğim bir memlekete sevdiklerime hasret kalmaya gidiyorum. Sıkı sarıl bıraktıklarıma yokluğumu aratma, üzme emi! Duydun mu beni şöhretli şehir? Sevdiklerimle aynı gökyüzünü paylaşamayacağımı bilmek çok zor. Kemiklerimi bırak iliklerime kadar işliyor çekeceğim hasretin acısı. Yalnızlığa hapsolmaya gidiyorum. Sanki müebbet yemiş gibi sızlıyor yüreğim. Elveda İstanbul Elveda çocukluğum Elveda gençliğim Elveda hayallerim Pılımı pırtımı toplayıp yol alıyorum. Hiç gitmediğim bir şehirde yaşamaya, alışmaya gidiyorum. En büyük korkularımla imtihan edildiğim için imtihanımı geçmeye gidiyorum. Bavuluma biraz sabır, biraz hatıra, biraz özlem doldurup gidiyorum. Gidilen her yolun bir dönüşü var biliyorum. Elbet sana dön...