Haydi, Rast Gele



Hep sevenlerin vardır çevrende, ailen başta olmak üzere, arkadaşların, dostların ve daha birçok kişi…

Hep sevilmek istersin, sevmesen de sevsinler, aramasan da arasınlar istersin…

Her seveni sever misin?

Aileni ailen olduğu için, arkadaşını seninle ilgilendiği için, dostunu derdini dinlediği, kendini iyi hissetmeni sağladığı için…

Bir de ne arkadaşın ne dostun ne ailenden sayamadıkların, bir kalıba koyamadığın, sözcüklere sığdıramadığın kimseler vardır…

Onları neden seversin?

Her daim ararlar seni, hep güzel şeyler söyler, kendini iyi hissetmeni sağlarlar, mutlu olursunuz onlarla konuşurken, herkesten önce gelir hayatınızda onlar…

Peki, kim bunlar?

Sevgiliniz mi?

Eşiniz mi?

Arkadaşınız mı?

Dostunuz mu?

Zordur bu sorulara cevap vermek, bu sorulara cevap verilemediği için, bir kalıba koyamadığınız için seversiniz onları…

Sevgiliniz olsa, büyüsü bozulur aranızdaki bağın, bir süre sonra kopar gider, bunu göze alamazsınız çünkü çok alışmışsınızdır, giderse zorlanırsınız yokluğuna alışmakta…

Eşiniz olsa daha sorumluluk almaya hazır olup olmadığınızı kestiremezsiniz, sorumluluklardan korkunuza bu kalıbı da yükleyemezsiniz ona…

Zaten bir sürü arkadaşınız, yeterince dostunuz vardır ve onların yerleri faklıdır, yeri geldiğinde kalıba koyamadıklarınız arkadaşınızdan da dostunuzdan da önce gelir hayatınızda…

Ya böyle sürmeli gittiği yere kadar, ya da cesaret etmeli yeni adımlar atmalı, yolun sonu dikenli olsa da…

Seçimler bizim elimizde, haydi, rast gele…



Gülten Taşkın




Fotoğraf: deviantart

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bugün Günlerden Hasret

Anneysen Eğer

Bahtımız Güzel Olsun